Eski Normal Sona Erdi,
Yeni Normal ise henüz başlamadı.
Yeni Normalde Tüketici Markasından Neler Bekliyor?
Pandemi süreciyle birlikte tüketici alışkanlarında ciddi değişiklikler oluşmaya devam ediyor. Markalarımızı bu yeni normal süreci ile uyumlu hale getirmek her zamankinden daha hayati. Çünkü artık ne bildiğimiz iş hayatı var ve olacak, ne de eski tüketici. (Tüketici aynı olsa bile bu süreçte tüm mantığı değişiyor) Bu yazımda sizlere yeni başlayacak ve henüz hiçbirimizin tam olarak bilemediği yeni normal süreci ile ilgili biraz öngörü paylaşmak isterim.
Yeni tüketici artık daha korkusuz ve meraklı
Tüketici, alıştığı ve bildiği markalar yerine yeni şeyler denemek istiyor. Yeni ürünler, yeni markalar, evde sıkıldığı bu dönemden sonra yeni bir hayat demek. Ancak bu durum markalar için çok daha büyük bir rekabet anlamına geliyor. Çünkü her yeni yenilik arayışının tüm sektörlerde bir karşılığı olacak. Eskisinden çok daha fazla marka görmeye hazırlıklı olalım.
Yeni tüketici artık çok daha online
Online ticaretten şikayet yönetimine, Google sonuçlarından sosyal medya kanallarına, artık zaman birçok kanaldan tüketicinin karşısına çıkma ve tüm bu çıkışları pozitif deneyimlerle ve pozitif yorumlarla tamamlama zamanı. Yaşanacak en ufak bir olumsuz deneyimi artık herkes görüyor ve biliyor. Tüketiciye gönülden dokunan, satışı düşünürken memnuniyeti göz ardı etmeyen markalar, zihinlerde ve kalplerde yer bulacak. Elbette ki bu markalar tercih sebebi olacak.
Yeni tüketici artık çok daha fazla sosyal olarak sorumlu ve kollektif bilince sahip
Yani tüketiciler artık markasından sadece bir ürün değil dünyaya katkı da bekliyor. Tek başına örneğin küresel ısınmaya, kuraklığa, kadın haklarına, hayvan haklarına vb. gibi konulara çözüm bulamayacağının farkında. Bu yüzden markasından elini taşın altına koymasını ve bir alana dokunmasını bekliyor. Dolayısıyla yeni dönem markalar için (marka stratejisi ile uyumlu şekilde) hayata dokunma dönemi olarak da tarihe geçecek. Bu dönemin kazanan markaları hayata dokunanlar olacak.
Ve yeni tüketiciler çok daha duygusal
Markanızın artık tüketicilere bir şey hissettirmesi beklenecek. Hangi kitleyi hedefliyorsanız o tüketicilerin duygusal alışkanlıklarını bilerek hareket etmek ve markamıza yükleyeceğimiz iletişim yöntemleriyle o kitlede bir his uyandırmamız, satışı tetikleyecek en kritik faktör olarak öne çıkıyor olacak. Yani özetle kendini tüketiciye en yakın hissettiren en samimi markalar bu dönemin kazananı olacaklar.
Dalgalı bir denizdeyiz, bu fırtına elbette bitecek ancak etkileri uzun sürecek gibi görülüyor. Şunu tekrar hatırlatmakta fayda var, kriz dönemleri bir anlamda kriz sonrasına hazırlık için verilen bir moladır. Bu dönemde ayakta kalmayı başaran ve kendini geleceğe hazırlayan markalar bu süreçten karlı çıkacaklardır. Bu vesileyle tüm okurlarımıza sağlıklı bir 2021 yılı diliyorum.
Beni Linkedin üzerinden takip edebilir, soru ve yorumlarınızı iletebilirsiniz.
Selim Şentürk
Pazarlama Grup Müdürü
Bu yazı yorumlara kapalı.