“Eğer işiniz internette değilse muhtemelen işiniz, iş hayatının dışında kalacaktır.”
Bill Gates
Microsoft’un efsane ismi ve Dünya’nın en varlıklı insanlarından biri olan Bill Gates’in yıllar önce söylediği bu sözün günümüzde ne kadar anlam kazandığına birlikte şahitlik ediyoruz.
Bu yazımda sizlere bu çıkış noktası üzerinden işimizi internete taşımanın etkin yollarından bahsedeceğim.
Rekabet arttı, neresindesin?
Gelişen Z kuşağı ve bu kuşakla pik noktasına ulaşan online mecralar ve sektörlere giriş engelsizliği göz önüne alındığında, endüstri ve marka rekabeti de aynı düzeyde arttı. Şimdi markaların, bilindik rakipler dışında gelişen yeni rakipleri de inceleyerek göz önüne alması ve buna uygun yeni stratejiler geliştirmesi gerekiyor.
Boşluk bulamıyorsan belki alan açabilirsin?
Artan rekabetin yıkıcı etkisi ve markaları yeni şeyler denemeye yeni sözler söylemeye zorlaması pazarda alanı oldukça daraltıyor. Ancak bu daralmadan çıkmanın yöntemleri yok değil. Alt marka-üst marka stratejileri, üründe farklılaşma, tasarım oyunları, marka hikayesi oluşturma ve marka duygusu belirleme, markanın açabileceği alanlar olarak öne çıkıyor.
Alanı açtığınıza göre haydi başlayalım…
Web sitesi – Mobil Uygulama: Bugün basit bir web sitesi artık markanın bir fotoğrafı gibi, özgeçmişi, hikayesi, hayatı, nasıl buralara geldiği, mutluluğu, yorgunluğu veya umudu, adeta markanın bir yüz ifadesi. Web sitesi, sadece iletişim sekmesinin olduğu ve koleksiyonların görülebileceği bir alan değil artık. Bir marka deneyimi oluşturma alanı buralar. Bu alanların markanın ihtiyaçlarına yeniden düzenlenmesi, mobil ve arama motorlarına uygun olarak hazırlanması, marka deneyimi ve müşteri yolculuğunun planlanması işin ilk adımı.
Sosyal Medya – S-Ticaret: Dünya’nın en özgürlükçü ticaret alanı haline geldi instagram. Bugün herhangi bir sektöre girmek sadece birkaç gün sürüyor. Dünya’ya açılmak ise birkaç stratejik düşünce ve parmak hareketi adeta. Böyle bir durumda da rekabet üst düzeye çıkıyor haliyle. Ben buna baş parmak savaşı diyorum, çünkü onca içerik arasında baş parmağı durdurabilen markalar kazanan olacak. Bu da büyük oranda bir marka duygusunun olması ve bu duyguyu karşı tarafa geçirmek için kullanılan konsept ve hikayelerle mümkün olacak. Artık herkes ürün satıyor ama çok az kişinin gerçek bir hikayesi var, bunu bulup çıkarmak ise işin en maharet gerektiren kısmı.
E-Ticaret: Pandemi döneminin yıldızlaştırdığı kavramların başında geliyor e-ticaret. Burada markaların kendilerine stratejik bir yön çizmeleri gerekiyor, herkes e-ticaret yapmak zorunda değil elbette ama herkes e-ticaretin bir noktasında olmak zorunda, bu bazen görünür şekilde olurken bazen de kanal çatışmasından kaçınmak için arka planda kalmak şekilde olacak. Bu dünyanın da kendi içinde bazı stratejileri var, bir e-ticaret markası yönetmek, geleneksel bir marka yönetmekle benzer dinamiklere sahip ve geleneksel bir markaya göre daha ciddi bir efor ve ekip gerektiriyor. S-Ticaret dediğimiz kavramın ise henüz daha başındayız, sosyal medya hesapları kendi üzerinden ticarete izin verdiğinde ve ödeme sistemleri de buna uyum sağladığında bu alan bambaşka bir noktaya doğru gidecek gibi görülüyor.
Reklam stratejileri: Medya harcamalarında dijital medyanın payı her geçen gün artıyor, TV ve gazete gibi geleneksel mecraların izlenme payı her geçen gün düşüyor. Bugün TV’de bir medya kampanyası yapmanın dinamikleri, dijital bir kampanyanın yanında olukça basit kalıyor. Ayrıca dijital’in bu noktada artısı çok daha hedef odaklı olması. Günümüzde hedef kitle kavramı değişti, artık satın alma alışkanlıklarına göre aynı anda onlarca farklı hedef kitleye özelleştirilmiş kampanya çıkabiliyoruz. Örneğin artık çocuk halısı arayan birini bilebiliyor ve o kişiye istediği halıyı gösterebiliyoruz. Sonuç odaklı bu iletişim de ciddi bir bütçe optimizasyonu yaratıyor. Bu noktada tekil müşterilerden markayı seven, sadık bir kitle yaratmak ve bu kitleyi sürekli alışverişe döndürmek her dönemden daha önemli hale geldi.
Bahsi geçen tüm bu kanallar çatı stratejisinin, marka duygusu ve temel söyleminin altını dolduracak şekilde hedeflenen kitleye uygun olarak planlanmalı ve uygulanmalıdır.
Yazımı, hayranı olduğum Steve Jobs’ın motive edici bir sözüyle bitirmek istiyorum: “Farklı olun, farklı düşünün. Sıradan işler yapmaktansa aykırı işler ortaya koymak size farklılığı getirecektir.”
Selim Şentürk
Pazarlama Grup Müdürü
Bu yazı yorumlara kapalı.